Yazma aşkına tutuldum hadi bakalım gittiği yere kadar :) Efendim şimdi pazar günü ilk yemekli misafirlerimiz buyur edeceklerdi, dolayısıyla iki dağınık insanın yaşadı bir evi toparlamak ve mamaları yapmak için sıvadım kollarımı... Kafamdaki programıma göre cumartesi, etrafı toparlayacak ve bir iki meze cinsi yapılacak fln ıvır zıvır; sonra pazar sabah sil süpür ve yemeklerin son halini almasın :D Tembel ben cumartesi tüm gün dışarılarda oralardan buralardadan sonra eve geldim ve iş başı yaptım, sonra beklenen telefon...
E: Ays, ben size yarın ev hediyesi olarak bişey getireceğim, 4 bayaklı maviş çok şeker bişey ama önce gelin görün istedim...
Ays: Aman Tanrımmmm! Bana kedimi getiriyorsun?
E: Evet kesinlikle bayılacaksın ama, hediye geri çevrilmez :D
Bunun üstüne gidip kocaya nollurrr lütfennn gidip bakalım nolurrr diye yalvarmalar başladı, itiraz cevabı üstüne babama, yine itiraz... Eee napacağız içim kıpır kıpır, ikinci telefon...
E: Sen gelemiyorsan ben getiririm bu miniği sana :D
Sonuç: Pisicik tatlı mı tatlıydı, lakin bizim pek müsait olmayan fındık evde olmazdı pisicik :( Elime koluma tüylü minicik birşey verince itiraz edemedim, ama ay uy buna başka bir yuva bulalım yazık, koca ne der istemez belki fln diye pisiciği vermeye çelışırken, koca gelmez mi?, birde Ays ne derse o olur demez mi?, pisicik elimde kös kös eve geldik...
Rengarenk uslu kızıma Suşi adını koydum, bir o paspasta bir o halıda uyuyup, bazen meraktan yanıma geldi gitti; ama kum kabımız yok ve İran halılarıyla dolu evde ne yapılabilir, anneeee... Geceyi bir şekilde geçirdik, ve misafirler de geldi, memnun olduklarını umuyorum minikte ortada salındı durdu, herkese kendisi sevdirdi, onu kurtaramadık çünkü şuanda ona verecek emeğimiz ve zamanımız yok, umarım gitti yerde şans onunla olur...
Suşi misafir kızımız;
Peace,
Ays...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Benim alanım olan ve tamamen kendi laklaklarıma zaman ayırıp okuduğun için mersi cnm, aaa senin de eklemek istediğin birşey mi var; dinliyorum :)
Ays...