Pazar günü ve muazzam bir sıcak, bizde dedik ki eee haydi denize (= Adada yaşamanın verdiği bonus puanla koyulduk yollara (annem, babam, sevgili ve ben). Git git derken yaklaşık 1 saatten fazladır gide gide, annemlerin şurada bir askeri plaj var çok hoşmuş hadi deneyelim, bilmem kim önerdi dedikleri yere vardık!
Vıcık vıcık dolu, insanın içinin açılmadı, minnacık ve saçma bir iskele onun üstündeki balkon vari, tüm şezlongları dolu yerde pek bir Hayırrrr! diyordum ki; bir asker arkadaş geldi ve sakalla içeri alamıyoruz dedi bize hıh!
Düştük yollara bu sefer adanın diğer tarafına, dağlar taşlar aşıldıktan sonra geldik Girne'ye ama nafile! Saat olmuş 16:00, sıcaktan ve sıkıntıdan arabada bayılmış ve bir türlü istediğimiz gibi bir yer bulamamış bir halde sinirlerimiz gerildi, eve gidelim dedik... Babam son bir hamle ile adanın en sevdiğim yerlerinden birine doğru gitmeye başladı ama bu seferde külüstür arabamız tepelere tırmanırken su kaynattı; üstelik yanımızda sadece bir küçük şişe su var sıcaklık 45 derce fln olsa gerek artı nem...
Tüm bunlardan sonra, dedik hadi yemeğe gidelim, bir önceki hafta bizim keşfettiğimiz süper düper bir hint restoranına koyulduk, lakin; oda kapalı çıktı :(
Felaketleri 3 ettikten sonra, en iyisi bildiğimiz yere gidelim dedik ve her zamanki deniz kenarı restoranımıza gittik. Balıklar yenildi 1-2 kadeh bişeyler içildi sonra kahve için dedik hadi boat cafeye... burayı kelşmelerle anlatmak istemem, yada şu kadar yeter; loş, köhne, rahat, samimi, sıcak...
not: pisiciklerde günün süper bonusu, cafenin kedilerinin yavruları (= 4 tane mini mini mavi gözlik tekircik...
ok, bye
Ays...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Benim alanım olan ve tamamen kendi laklaklarıma zaman ayırıp okuduğun için mersi cnm, aaa senin de eklemek istediğin birşey mi var; dinliyorum :)
Ays...